Karşılaştırma yapmak istediğiniz sektörü seçin!
Radyasyon günlük hayatta, insan sağlığı için zarar verici nitelikte olan bir durum olarak bilinir. Radyoaktif maddelerin alfa, beta, gama gibi ışınları yaymasına veya uzayda yayılan herhangi bir elektromanyetik ışını meydana getiren unsurların tamamına da radyasyon denir.
Kaç Çeşit Radyasyon Vardır?
Enerji seviyesine göre radyasyonlar, iyonlaştırıcı radyasyon ve iyonlaştırıcı olmayan radyasyon olmak üzere 2'ye ayrılır. İyonlaştırıcı radyasyon, adını taşınan enerjinin atomlarda iyonlaşmaya yol açmasından alır. İyonlaştırıcı olmayan radyasyon ise adını, düşük enerji seviyesine sahip olduğu için atomları iyonlaştıramamasından alır. İyonlaştırıcı olmayan radyasyon (İOR) ise morötesi ışık, kızılötesi ışık, görülebilir ışık, mikrodalgalar ve radyo dalgaları olmak üzere gruplandırılır.
Sıkça Sorulan Sorular
Radyasyon kaynakları doğal ve yapay olmak üzere ikiye ayrılır. Doğal radyasyon, doğada kendiliğinden var olan, maruz kaldığımız radyasyonun % 80’inden fazlasını oluşturan radyasyon kaynağıdır. Güneş, doğal radyasyon kaynaklarına verilebilecek en bilinen örnektir. Doğal radyasyon kaynakları, kozmik, karasal ve içsel olarak gruplandırılır. Yapay radyasyon, teknoloji ve bilimin de gelişmesiyle insanlar tarafından üretilen ve günümüzde aldığımız radyasyonun yaklaşık % 20’lik kısmını oluşturan radyasyon kaynağıdır. Nükleer bombalardan, tıbbi ürünlerden ve çeşitli kaynaklardan ortaya çıkan radyasyonlar; yapay radyasyona örnek verilebilir.
İyonlaştırıcı radyasyon;alfa, beta, gama, x- ışını ve nötron radyasyonları olarak gruplandırılır. Bu türlerin iyonize derecesi, fotonların enerjisine ve yoğunluğa bağlıdır. Alfa parçacıkları, diğerlerine göre daha yüksek enerji yüklerine sahiptir. Dolayısıyla bu parçacıklar, örneğin incecik bir kağıt gibi maddelerde durdurulabilir. Beta parçacıkları da sahip olduğu yükten dolayı, madde içinden geçerken iyonize eder. X- ışını ve gama ışınlarının iyonize etme etkisi daha düşüktür. Örneğin, kurşun vetuğla gibi kalın cisimlerle sadece belirli bir miktarda durdurma sağlanabilir.
Radyasyon hayatımızın neredeyse her alanında vardır. En çok radyasyonun var olduğu yerler ise aşağıdaki gibidir:
- Bagaj kontrollerinin yapıldığıhavaalanı, gümrük gibi yerlerde x-ışınları kullanılmaktadır. X-ışınları, gözle görülmeyen ve ışık hızına sahip dalgalardır.
- Neredeyse hepimizin kullandığı Wi-Fi, kablosuz internet hizmeti sunarak maruz kaldığımız en büyük radyasyon bölgelerindendir.
- Günlük hayatta devamlı kullandığımız ve hatta elimizden düşmeyen telefonlar, bilgisayarlar da oldukça radyasyona maruz bırakıyor.
- Radyasyonun en çok bulunduğu yerlerden biri ise toprak ve güneştir.
- Elektromanyetik radyasyonların yarısını yaşadığımız binalar oluşturmaktadır. Binalarda mevcut olan radon gazı, topraktan sızarak kapalı alanlarda toplanmaktadır.
Radyasyon dozları aşağıdaki gibidir:
- Kozmik radyasyon: 0,3-1.0 mSv
- Radon solunumu: 0,2-10 mSv
- Gama radyasyonu: 0,3-0,6 mSv doz radyasyon içermektedir.
Günlük hayatta maruz kaldığımız radyasyon dozlarından, karşılaşabileceğimiz etkiler ise aşağıdaki gibidir:
- 100 mSv’de kanser riski artar.
- 5000 mSv’de maruz kalanları, neredeyse yarısı çok kısa bir sürede öldürebilir.
- 10000 mSv ise birkaç hafta içinde ölümle sonuçlanır.
Örneğin diş filmi çektirmek 00.1 mSv, akciğer filmi çektirmek 0.1 milisievert (mSv) ve +7000 metre yükseklikte 1 saat uçuş yapmak 000,1 mSv (milisievert) radyasyon dozuna maruz kalmamıza neden olur.
İyonlaşan elektromanyetik radyasyonlar, DNA’mızı parçalayacak kadar enerji taşıdığı için bizlere zarar vermektedir.Biyolojik yapımızın radyasyona maruz kalması sonucu vücutta bazı etkiler oluşmaktadır. Bu etkilerin oluşmasında maruz kaldığımız radyasyonun; dozu, tipi ve şiddeti gibi unsurlar belirleyicidir. Radyasyonun canlılar üzerindeki etkileri aşağıdaki gibidir:
- DNA zarar görür.
- Fonksiyonları bozulmuş lenfositler oluşur ve bu da hızlı yaşlanmaya yol açar.
- Bağışıklık sistemi çöker.
- Kanser hücrelerinin oluşmasına yol açar.
“Specific absorption rate” yani özgül emilim oranı, mobil cihazlar tarafından yayılan radyasyonun miktarını temsil eder. Maruz kalınan radyasyonların verdiği zarar göz önüne alındığında SAR değeri, akıllı telefon alırken daha dikkatli olmamızı sağlar. Örneğin, bilim insanlarına göre 1,0 W/kg altında olması gereken SAR değeri, aktif olarak telefon kullanırken +0,200 W/kg civarlarında absorbe edilmekte ve yorgunluk ile baş ağrısı gibi etkiler oluşturmaktadır.
Radyasyon gözle görülmediği,kokusu ve tadı olmadığı içinherhangi bir kaza ihtimallerindeve bu gibi durumlarda,radyasyonun tipini ve boyutunu anlamak içinradyasyonu ölçenradyasyon ölçüm cihazı üretilmiştir. Çalışma prensiplerine göre radyasyon ölçüm cihazları; dozimetrelervededektörlerolmak üzere ikiye ayrılır.Radyasyon ölçen cihazlar,radyasyonunsebep olduğu iyonize mekanizmasınınelektrik sinyallerine çevrilmesi ile çalışmaktadır.
Televizyon, blender, mikrodalga fırın, buzdolabı, MR makinesi veelektrikli fırın radyasyon yayan cihazların başlıcalarıdır. Günlük hayatta sürekli kullandığımız ve kullanmasak bile iç içe olduğumuz bu cihazlar oldukça radyasyon yayar. Örneğin mutfakta otururken fırın ve buzdolabı, salonda uyurken veya otururken televizyon, hastanedeyken MR’lar nedeniyle radyasyona maruz kalınmaktadır.
Cihazların radyasyon yayma oranları aşağıdaki gibidir:
- TV: 0.26
- Blender: 0.97
- Mikrodalga Fırın: 1-20
- Buzdolabı: 0.05
- MR: 0.5-28
- Elektrikli Fırın: 0,1-0,5 tesla radyasyon yaymaktadır.
Arama yapmak, mail göndermek, mesajlaşmak ve dahası özelliklere sahip olan cep telefonları, telefonun kablosuz bağlantı kurmasını gerektirdiğinden oldukça fazla radyasyon yaymaktadır. Cep telefonları, bağlı oldukları telefon şebekeleri tarafından radyo dalgaları yaymakta ve bu nedenle radyasyonoluşturmaktadır.
Telefonlar tarafından yayılan radyasyon, 2.5 Gigahertz’dir (Ghz). Uzun süreli kullanımda yorgunluk, baş ağrısı, halsizlik gibi etkiler meydana getirir.
Kablosuz bağlantı ile birçok işlemin yapıldığı cep telefonlarının yaydığı radyasyondan korunmak için bazı alternatifler bulunmaktadır. Kablolu kulaklık kullanımı, Wi-Fi veya mobil verinin kapatılması, telefonun vücuttan uzaklaştırılması, yapılan aramaların daha aza indirgenmesi gibi yollar cep telefonunun yaydığı radyasyon miktarını azaltır.
Açık konumdayken fazlasıyla radyasyon yayan cep telefonları, cihaz kapalı iken de salınım yapmaya devam ettiği için radyasyon yaymaya devam etmektedir. Cihaz kapalı konumdayken saat, konum gibi özellikler devrede olduğu için minimum miktarda da olsa radyasyon yaymaya devam eder. Kapalı konumda baş ucumuzda durduğu sırada dahi radyasyon yaymaya devam ettiği için verimsiz uyku ve yorgunluk gibi etkiler oluşturur.
Elektronik devreler ve şebeke bağlantısı nedeniyle radyasyon yayan telefonlar, uçak modundayken şebeke bağlantısı kesilir ve kablosuz aktarım gerçekleşir. Bu nedenle yayılan radyasyon miktarı fazlasıyla azalır.
SAR değeri yani özgül emilim oranını kendi imkanlarınız ile ölçmeniz imkansızdır. SAR değerini ölçen kurumlar ise bu değeri; insandaki sıvılarla aynı sıvılara sahip olan bir modelin uzun süre telefondan yayılan radyasyona maruz bırakılarak yapılan bilimsel çalışmalar sonucu belirler. SAR değeri (özgül emilim oranı) ölçülmesindeki mantık, yayılan radyasyonun oranının belirlenip tercihlerin buna göre yapılması ve bilimsel verilerin olası durumlara karşı elde tutulmasıdır.
Günümüzde kullanımı daha çok artan bluetooth kulaklıklar, kablosuz bağlantı yolu ile çalışmaktadır. Kablosuz bağlantı yoluyla işlevini gerçekleştiren cihazlar radyasyon yaymaya devam etmektedir. Fakat bilim adamları, bluetooth ile çalışan cihazların yaydığı radyasyon miktarının az olduğunu ama ne derece tehlikeli olduğunun henüz belli olmadığını söylemektedir. Bluetooth kulaklıklar, 4-7 uW/cm2 radyasyon yayar.
Neredeyse herkesin evinde var olan tv’ler de radyasyon yaymaktadır. Yaptıkları yayılım sayesinde radyasyon yayan tv’lerin yaydığı radyasyondan korunmak için araya en az 2 metre mesafe koyulmalıdır. LCD ve led tv’ler, Plazma tv’lere göre daha çok radyasyon yaymaktadır. Televizyonlarda yayılan radyasyonlar, yorgunluk ve baş ağrısı gibi etkilere yol açar. Yaklaşık 1 metrelik bir mesafeden televizyon izlenirken 0,1-1,5 miliGauss EMF radyasyonu (elektromanyetik alan radyasyonu) yayılır.
Günlük hayatımızın vazgeçilmesi olan dizüstü veya masaüstü bilgisayar da radyasyon yaymaktadır. Modern ve yeni monitörler, eski ve korumasız CRT monitörlere göre daha az radyasyon yaymaktadır. Bilgisayar yoluyla maruz kaldığımız radyasyonun, bilgisayarla aramızdaki mesafe ile de ilişkisi bulunmaktadır. Laptoplarda ağa bağlanmak için WiFi anteni tarafından 2,4-5 Ghz elektromanyetik radyasyon yayılmaktadır. Uzun süreli kullanımda yayılan radyasyondan kaynaklı olarak halsizlik ve mide bulantısı, baş ağrısı gibi etkiler oluşur.
Modemler, elektromanyetik dalgalar aracılığıyla bilgisayarlara sinyal göndermektedir. Bu, modemlerin radyasyon yaydığı anlamına gelmektedir. Modemler, çok az yoğunlukta 2,45 Ghz radyasyon yayar. Dalgalar aracılığıyla bilgisayarlara gönderilen sinyaller ile yayılan radyasyon etkileri, insan vücuduna da zarar vermektedir.
Bilgisayar veya telefonlar kadar olmasa da buzdolabı da radyasyon yaymaktadır. 1 metrelik bir mesafede 1 mG’den daha az radyasyon üretir. Etkisi ise yayılan radyasyonun çok düşük olmasından kaynaklı olarak çok düşüktür. Gözle görülür bir yorgunluk veya baş ağrısı gibi etki meydana getirmemektedir.
Sintigrafik incelemelerin görüntülemeleri gama kameralar denilen özel bir sistem ile yapılmaktadır. Fakat gama kamera ile görüntüleme sistemi radyasyon üretmez.
Mammografı, anjiyografı, bilgisayarlı tomografi, floroskopi en çok radyasyon yayan tıbbi cihazların başlıcalarıdır. En çok radyasyon yayan tıbbi cihazlar şunlardır:
- Anjiyografi (11 mSv)
- Floroskopi (12-40 mSv)
- Mammografi (0,5 mSv)
- Göğüs Röntgeni (0,14 mSv)
- Beyin Sintigrafi (6 mSv)
Sintigrafı tetkiklerinde vücutta radyasyon birikir. Bu nedenle sintigrafi çekilen kişinin vücudunda biriken radyasyon ışınları yayılır. Dolayısıyla sintigrafi çekilen kişi radyasyon yayar. Hastanın vücudundaki radyasyon, 24 saat içinde vücuttan atılmaktadır.
Radyasyon canlılar üzerinde olumsuz bir etki oluşturmaktadır. En çok zarar veren radyasyon çeşidi iyonize radyasyondur. Radyasyon yalnızca insanları değil, tüm canlıları ve çevreyi de olumsuz etkiler. Radyasyon; canlıların DNA’sına zarar verir, ekolojik dengeyi harap eder, insanlarda kanser hücrelerinin oluşmasına neden olur, çevreyi ve ekolojik dengeyi etkilediği için hayvan ve bitkilerin sağlığına da zarar verir. İnsanlarda çeşitli hastalıkların oluşmasına yol açar.
Radyasyon DNA üzerinde ağır tahribatlara yol açarak DNA replikasyonunu yani DNA’nın kendisini kopyalamasını engellemektedir. Bu durum hücrenin bölünememesine ve ardından hastalıkların oluşmasına yol açmaktadır. Bu hastalıkların en başında ise kanser gelmektedir. Radyasyon kalıtsal hastalıklar, kısırlık, katarakt, ülserasyon gibi hastalıkların meydana gelmesine neden olmaktadır.
Kanseri oluşturan hücreler için büyük risklerden birisi de radyasyondur. İyonlaştırıcı olan radyasyonların, vücuda teması ile birlikte DNA’da hasar oluşur. Bu da kansere yol açar. Onarımı yapılmayan ve yüksek dozda radyasyona maruz kalan DNA’lar farklı mutasyonlara yol açarak kanser riskini arttırmaktadır. Tarihte görülen en büyük kanser artışlarından birisi de Çernobil kazasından sonra gerçekleşmiştir. Kaza sonrasında yüksek dozda radyoaktif dalgaya maruz kalan ve bunu soluyan insanların, akciğerlerinden kanına karışan iyodin, tiroit kanserinde artışlara neden olmuştur. 1000 mSv dozda radyasyona maruz kalan insanlarda her 100 kişide 5’inin yıllar sonra kansere yakalanacağı varsayılmaktadır.
Çevremizde bulunan ve kullandığımız cihazlardan sıklıkla maruz kaldığımız radyasyondan kurtulamasak da radyasyon miktarını azaltarak korunmak için bazı yöntemler bulunmaktadır. Radyasyondan korunma yöntemleri şunlardır:
- Kullanılmayan cihazlar kapatılmalı veya fişi çekilmelidir.
- Telefon alırken SAR değeri göz önünde bulundurulmalıdır.
- Telefon aramalarında kablolu kulaklık kullanımına özen gösterilmelidir.
- TV ile araya 2 metre mesafe koyulmalıdır.
- Bilgisayar kullanırken harcanan süreye dikkat edilmelidir.
Radyasyon maskesi, akciğerlerin korunması için kullanılan bir üründür. Hava yoluyla solunarak akciğerlerden kana karışıp kansere yol açma riski oluşturan radyasyondan korunmak için üretilmiştir. Yüzü tam kaplar ve yüksek miktarda radyasyonun bulunduğu ortamlarda kullanılır. Çernobil faciasındaki nükleer atıkları temizlerken de kullanılmıştır.
Mutfağımızda sürekli kullandığımız mikrodalga fırınların çalıştığı sırada, fırınla araya minimum 1 metre mesafe koymak, televizyon vb. cihazları kullanmadığımız sırada fişini çekmek ve televizyon izlerken araya minimum 2 metre mesafe koymak, saç kurutma makineleri ve elektrikli traş makinelerinin kullanımını azaltmak evde maruz kaldığımız radyasyonu azaltmayı sağlayacaktır.
Dikenleri sayesinde elektriklenmeyi önleyen ve radyasyonu emen kaktüs bulundurmak, çok sık radyasyona maruz kalınıyorsa bundan korunmayı sağlar. Saksı ve kaktüs ne kadar büyükse radyasyon emme miktarı da buna bağlı olarak artar. Kaktüs, emdiği radyasyonu topraklamaktadır.
Kurşun, radyasyonu en az geçiren metaldir. Radyasyonu az geçirmesi nedeniyle akü yapımında da kullanılmaktadır. Kurşunun yoğunluğu yüksek olduğundan x-ışınlarını bloke eder. Ayrıca bu özelliği nedeniyle x-ray’den korunmak için kurşun kaplamalı malzemeler kullanılmaktadır.
Kişi, maruz kalınan radyasyon miktarını belirlemek için hastaneye gidip bir tüp kan örneği vermelidir. Bunun sonucunda maruz kalınan oran ve radyasyonu yayan cihaz göz önünde bulundurularak hasta, gerekli görülürse kontrol altında tutulur ya da ilaç tedavisine başlatılır. İnsan vücudunda, kıyafetlerinde veya saçlarında var olan radyasyon Geiger aletleri ile ölçülür. Radyasyon kıyafetlere de bulaşabileceğinden, radyasyona maruz kalındığında kıyafetler derhal değiştirilmelidir.
Radyasyonun vücutta oluşturacağı tahribatı engellemek için tüketilebilecek bazı meyve ve sebzeler bulunmaktadır. Sarımsak ve soğan, antibiyotik etkisi ile radyasyonun vücuttan atılmasına yardımcı olur. Bunun dışında böğürtlen, çilek ve üzüm gibi meyveler antioksidan etkisi oluşturarak radyasyonun atımını kolaylaştırır. Bol su ve yeşil çay da radyasyonun vücuttan atılmasını sağlar.
Radyoaktif maddelerden vücudumuza giren radyasyonlar, idrar yoluyla yavaş yavaş vücuttan atılmaktadır. Hangi radyolojik veya teknolojik cihazdan ne kadar süre maruz kalındığına bağlı olarak 6 saat ile 12-13 gün civarlarında vücuttan atılmaktadır. Örneğin sintigrafi sonrası radyasyon 24 saatte vücuttan atılırken Galyum-67 ise 13 günde vücuttan atılır.
Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği, radyasyon uygulamalarına dair faaliyetleri düzenler. Ayrıca radyasyondan korunma konusunu güvenlik çerçevesinde düzenleyen yönetmeliktir.
Radyasyon, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken radyoaktivite ise radyasyonun yayılma hızını ifade eder.Radyasyon birçok olayın sonucu iken radyoaktivite, çekirdek tepkimeleri sonucunda ortaya çıkmaktadır.
- Alfa Işınları: Helyum çekirdeği olan ve elektronlarından arınmış haldeki ışın çeşididir. Çok hızlı hareket etmektedir.
- Beta Işınları: Çekirdekten yayılmakta olan ve çok hızlı olan elektrondur.
- Gama Işınları: Yüksek enerjili fakat kısa dalga boyuna sahip elektromanyetik ışındır.
Radyasyon onkolojisi, iyonize radyasyon kullanılarak kötü huylu kanser hücrelerinin tedavisi ile ilgili detayları inceleyen bilim dalıdır. Radyasyon Onkolojisi doktorları ise, hastanın neresine ve hangi miktarda radyoterapi uygulaması yapılacağına karar vermektedir.
Tomografi çekim işlemlerinden sonra vücuda alınan radyasyon 1 gün içinde vücuttan atılmaktadır. Bu süreç içerisinde özellikle bebeklerden uzak durmalı, radyasyonun vücuttan atımını kolaylaştırmak için bol su içmek ve duş almak gerekmektedir. Bir akciğer tomografisinde alınan radyasyon dozu miktarı 5-7 mSv’dir. Düşük dozlu bilgisayarlı tomografide ise 1 mSv’dir. Tomografi tarzı işlemlerde radyasyona maruz kalındığı için etkilerinin kansere dönüşmesinden endişe edilmektedir.
Nükleer santral; ısı enerjisi ve ısı enerjisinden de elektrik enerjisinin üretiminin yapıldığı tesislerdir. İşlemler sırasında açığa çıkan radyoaktif toz, radyasyon yayımına neden olmaktadır. Nükleer santraller, gerekli önlemler alındığında ait olduğu bölgenin doğal radyasyonunun % 1’i kadar radyasyon yaymaktadır.
Nükleer enerji, atomun çekirdeğinden elde edilmekte olan bir enerji çeşididir. Nükleer enerji, uranyum atomlarının parçalanması neticesinde ortaya büyük bir enerji çıkar. Bunun sonucunda da radyasyon yayılımı gerçekleşir. Çok ağır radyoaktif maddelerin nötron bombardımanına uğratılmasıyla daha küçük atomlara bölünerek çok yüksek miktarda radyasyon yayar. Bu nedenle radyasyon, nükleer enerjiden doğmaktadır.