Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Nedir?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ülkedeki para politikalarını yönetmekle sorumlu olan kurumdur. Temel amacı fiyat istikrarını sağlamak olan Merkez Bankasının finansal istikrar, döviz kuru rejimi, banknot basımı gibi görev ve sorumlulukları da mevcuttur. TCMB ile ülkenin para politikalarını bağımsız olarak belirlemesi mümkün hale getirilmiştir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Nedir?

TCMB’nin Tanımı ve Kuruluş Amacı

TCMB, ülkedeki para ve döviz politikalarının sağlıklı olarak yönetilmesinden sorumludur. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kuruluş Kanunu’na göre Merkez Bankasının temel kuruluş amacı, ülkenin ekonomik kalkınmasını desteklemektir. Ekonomik kalkınmayı desteklemek amacıyla Banka’ya tanınan yetkiler şunlardır:

  • Reeskont oranlarını belirlemek
  • Para piyasası ve para arzını düzenlemek
  • Hazine işlerini yürütmek
  • Türk parasında istikrarı sağlamaya yönelik önlemler geliştirmek
  • Banknot basmak
  • Devlet adına haznedarlık görevini üstlenmek

TCMB’nin Hukuki Statüsü ve Bağımsızlığı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), özel hukuk tüzel kişiliğine sahiptir. 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’na bakıldığında bankanın kamu tüzel kişiliğine sahip olduğunu ifade eden herhangi bir hükme rastlamak mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu madde 1’de düzenlendiği üzere “Türkiye'de banknot ihracı imtiyazına münhasıran sahip ve bu Kanunda yazılı görev ve yetkileri haiz olmak üzere “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” unvanı altında anonim şirket olarak bir banka kurulmuştur. Banka, bu Kanunda sarahat bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerine tabidir” Kanunun birinci maddesine bakarak Banka’nın hukuki statüsünün “özel hukuk tüzel kişisi” olduğunu söylemek mümkündür.

Merkez Bankası bağımsızlığı ile ifade edilmek istenen, Banka’nın araç bağımsızlığına sahip olduğudur. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu madde 4’e 2001 yılında yapılan değişiklikle “Bankanın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisi belirler.” ibaresi eklenmiştir. Madde 4, bankanın araç bağımsızlığını doğrudan gösterir niteliktedir.

TCMB’nin Tarihçesi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarihi, Cumhuriyet Dönemi baz alındığında 1920’li ve 30’lu yıllara dayanır. Kurtuluş Savaşı’nda kazanılan siyasi bağımsızlığın, ekonomik bağımsızlıkla güçlendirilmesi gerektiği düşüncesi, Merkez Bankasının temelini oluşturur. Tarih 1923 yılını bulduğunda İzmir’de İktisat Kongresi düzenlenir ve kongrede “Milli devlet bankası kurulması” fikri üzerinde durulur.

1930 yılında Prof. Leon Morf’un (Lozan Üniversitesi profesörlerinden biridir.) katkılarıyla Merkez Bankası yasası tasarlanır ve yasa, 11 Haziran 1930 tarihinde kabul edilir. 1715 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu, 30 Haziran 1930’da Resmi Gazete'de yayımlanır. Banka’nın faaliyetlerine başlaması 3 Ekim 1931 tarihini bulunur.

TCMB’nin Tarihsel Gelişimi

TCMB 1930 yılında kurulduktan ve 1931 yılında faaliyete başladıktan sonra, bir dizi değişim ve gelişim süreciyle karşı karşıya kalmıştır. TCMB’nin tarihsel gelişimi, İkinci Dünya Savaşı Sonrası Dönem, 1980 Sonrası Dönem ve 2001 Krizi ve Sonrası Dönem olarak çeşitli dönemlere ayrılır. TCMB gelişim süreçlerinin dönemlere ayrılarak ele alınmış hali aşağıdaki gibidir:

İkinci Dünya Savaşı Sonrası Dönem

İkinci Dünya Savaşı, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Kamu açıklarının artış gösterdiği bu dönemde Merkez Bankası açığı kapatmaya yönelik uygulamalar geliştirmiştir. Öyle ki tarih 1950’li yılları bulduğunda, büyüme ve kalkınmanın temel kaynağı Merkez Bankası haline gelmiştir. 1955 yılında Banknot Matbaası kurulmuş ve 1957’den itibaren banknotlar ülkemizde basılmaya başlanmıştır.

İkinci Dünya Savaşı sonrası meydana gelen değişikliklere uyum sağlamak amacıyla 14 Ocak 1970 tarihinde 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu kabul edilmiştir. Bu kanunla birlikte şu gelişmeler ortaya çıkmıştır:

  • Banka sermayesi 15 milyon liradan 25 milyon liraya yükseltilmiştir. Hazinenin sermaye payının %52’in altına düşemeyeceği de bu kanunla belirlenmiştir.
  • TCMB Başkanı (Guvernörü) unvanı getirilmiş ve ilk başkan olarak Naim Talu seçilmiştir.
  • Başkan ve yardımcılarından meydana gelen Yönetim Komitesi kurulmuştur.
  • 8 üyelik İdare Meclisi, 6 üyeli hale getirilmiştir.

1980 Sonrası Dönem

24 Ocak 1980 kararlarıyla birlikte Türkiye ekonomisi açısından yapısal dönüşüm süreci başlamıştır. Bu sürecin Merkez Bankası açısından gelişimi aşağıdaki gibidir:

  • Fiyatlar üzerindeki kontroller kaldırılmış ve fiyatların piyasa mekanizması içerisinde belirlenmesi amaçlanmıştır.
  • Mevduat ve kredi faizlerinin piyasa koşullarında belirlenmesi kararlaştırılmıştır.
  • 1983 yılında Merkez Bankasının görevlerini finansal istikrarı sağlayacak şekilde yürüteceği Merkez Bankası Kanunu’na eklenmiştir.
  • 1994 yılında Merkez Bankası ve hazine arasındaki finansal ilişki sınırlandırılmıştır.

2001 Krizi ve Sonrası Dönem

1995-1999 arası finansal istikrarı sağlamaya yönelik kararlara karşılık, enflasyonun kontrol altına alınamaması, yeni istikrar kararlarını zorunlu kılmıştır. 2000 yılında yürürlüğe konulan istikrar kararları ile Merkez Bankasının temel amacı “fiyat istikrarını sağlamak” olarak açıkça tanımlanmıştır. 2001 sonrası Merkez Bankası gelişim süreci şu şekildedir:

  • Banka, araç bağımsızlığına kavuşmuştur.
  • Merkez Bankasının hazine ve diğer kamu kurumlarıyla ilişkisi kesin olarak sınırlandırılmış ve Bankanın kamusal finansman kaynağı olarak görülmesi engellenmiştir.

TCMB’nin Görevleri ve Sorumlulukları

TCMB’nin görev ve sorumlulukları Merkez Bankası Kanunu ile düzenlenir. Kanun’a göre TCMB görev ve sorumlulukları aşağıdaki şekilde 5 temel alana ayrılır:

  • Fiyat İstikrarı: Bankanın temel amacıdır. Fiyat istikrarı ile kastedilen enflasyonun oranının ekonomik kararlarda dikkate alınmayacak orana ulaştırılmasıdır.
  • Finansal İstikrar: Bankanın destekleyici amacıdır. Banka, Türkiye’de finansal sistemin istikrarını koruyabilmek amacıyla para ve döviz piyasalarına yönelik düzenleyici önlemler alır.
  • Döviz Kuru Rejimi: Banka, ülkedeki döviz kuru rejimini Hükümet ile belirler, biçimlendirir ve uygular. Ülkedeki döviz rezervini saklayan ve yöneten yine Merkez Bankasıdır.
  • Banknot Basma: Anayasa madde 87’ye göre para basma yetkisi TBMM’ye aittir ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), bu yetkisini süresiz olarak Merkez Bankasına bırakmıştır.
  • Ödeme Sistemleri: Merkez Bankası, fon ve menkul kıymetlerin hızlı ve güvenli bir şekilde aktarılması ve mutabakatının gerçekleştirilmesinden yükümlüdür. Banka, yükümlülükleri gereği yeni sistemleri kurar, kurulmuş ve kurulacak sistemlerin sürekliliğini sağlar ve gözetimini gerçekleştirir.

TCMB’nin Faiz Politikası ve Araçları

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, ekonomideki son likidite kaynağıdır. TCMB, bankalara ödünç para verir ve bankalardan ödünç para alır. TCMB, finansal dengeyi ve fiyat istikrarını sağlamak amacıyla faiz politikası yürütür. Faiz politikası araçları, 1 hafta vadeli repo ve Geç Likidite Penceresi olmak üzere ikiye ayrılır. TCMB faiz politikası araçları şunlardır:

  • Geç Likidite Penceresi: Ödeme sistemlerinde gün sonlarında meydana gelebilecek sorunlara yönelik geliştirilmiştir.
  • 1 Hafta Repo: Merkez Bankasının ekonomik istikrarı sağlamaya yönelik başvurduğu öncelikli para politikası aracıdır.

Politika Faizi ve TCMB

TCMB politika faizi, Merkez Bankası’nın ekonomik istikrarı sağlamak amacıyla belirlediği faiz oranıdır. 1 haftalık repo faizi, politika faizi olarak belirlenir. TCMB faiz kararı ile açıklanır. Repo, bir menkul kıymetin (hazine bonosu ya da devlet tahvili) belli bir süre sonunda geri alınması sözüyle satılmasıdır. TCMB Merkez Bankası faiz kararı, 1 haftalık repodur. Merkez Bankası, politika faizi ile bankaların borçlanma maliyetlerini doğrudan etkiler.

Geç Likidite Penceresi ve Gecelik Borçlanma Faizleri

Merkez Bankası, nihai kredi merciidir. Ödeme sistemlerinde gün sonlarında meydana gelebilecek sorunların önlenmesi için Merkez Bankası tarafından bankalara Türk lirası cinsinden borçlanma imkanı tanınır. Borçlanma, geçici nitelikteki likidite ihtiyaçları için teminat karşılığı sunulur. Geç likidite penceresi, gün sonlarında meydana gelebilecek sorunların önlenmesi amacıyla sunulan borçlanmayı ifade eder.

TCMB’nin Bankacılık Sektörü ile İlişkisi

Merkez Bankası, belirlediği faiz oranı üzerinden bankalara borç verir. Bankalar, emisyon talebinin arttığı dönemde Merkez Bankasından borç alır. Emisyon talebi, insanların para tutma eğilimini ifade eder. Merkez Bankası, aynı zamanda Bankalararası Para Piyasası ile banka ilişkilerini de düzenler.

TCMB ve Bankalararası Para Piyasası

Bankalararası Para Piyasası (BPP), bankalar arasındaki rezerv hareketlerini teşvik etmeyi amaçlar. Bankacılık sistemi kaynaklarının daha etkin kullanılması, bankaların nakit fazlalarını değerlendirmesi veya kısa vadeli nakit ihtiyaçlarını gidermesi BPP’nin amaçları arasında yer alır. 1986 yılında kurulan BPP, 2002 yılında yalnızca Merkez Bankası’nın taraf olduğu işlemleri gerçekleştirir hale gelmiş ve aracılık faaliyetleri son bulmuştur.

TCMB’nin Bankacılık Düzenlemeleri ve Denetimi

TCMB, çeşitli karar, tebliğ ve talimatlarla bankacılık hizmetlerinin sınırlarını belirler. Örneğin kredi kartlarına uygulanacak azami faiz oranları Merkez Bankasınca belirlenir. Merkez Bankasınca belirlenen diğer kararlar şu şekilde listelenebilir:

  • Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretler
  • Temerrüde Düşmüş Kredi Kartı Borçlarının Yapılandırılmasında Kullanılacak Endeks Katsayıları
  • Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kar ve Zarara Katılma Oranları
  • Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretler

TCMB’nin Ekonomik ve Finansal İstikrar Üzerindeki Rolü

Merkez Bankası, çeşitli para politikası araçları ile ekonomik ve finansal istikrarı sağlamaya yönelik tedbirler alır. Açık piyasa işlemleri, reeskont politikası, zorunlu devir gibi araçlar, finansal istikrarı sağlamaya yönelik kullanılan para politikası araçları arasında yer alır. Ekonomide meydana gelen enflasyonist veya deflasyonist süreçler, Merkez Bankası tarafından geliştirilen para politikaları ve hükümet tarafından geliştirilen maliye politikaları ile kontrol altına alınmaya çalışılır. Örneğin TCMB enflasyon ile karşı karşıya kalınan dönemlerde, daraltıcı para politikası uygular. Merkez Bankası faiz kararı artış yönlü olur. Artan politika faizi, kredi maliyetlerini artırır ve tüketimi azaltır. Toplam talebin azalması ise enflasyonla mücadele açısından etkin bir rol oynar.

Enflasyonla Mücadelede TCMB’nin Rolü

Merkez Bankasının temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Fiyat istikrarı, enflasyonun yatırım, tüketim ve tasarruf gibi kararlar üzerinde etki sahibi olmayacak ölçüye gerilemesidir. Gelişmiş ülkeler açısından %1-3 oranındaki enflasyon, fiyat istikrarının sağlandığını gösterir. Merkez Bankası, fiyat istikrarını sağlamak amacıyla, enflasyonla mücadele politikaları yürütür. Politika faizi ve zorunlu karşılık oranı, etkili para politikası araçları arasında yer alır.

Enflasyona mücadele döneminde, zorunlu karşılık oranı, Merkez Bankası tarafından artırılır. Zorunlu karşılık oranı, bankanın elinde bulundurduğu mevduat ve finansal varlıklar karşılığında, Merkez Bankası tarafından belirlenen oran üzerinden rezerv ayırma zorunluluğunu ifade eder. Zorunlu karşılık oranının artması, kredi genişlemesini önler ve bankaların elindeki likiditeyi azaltır. Likiditenin azalması bankanın kredi verme eğilimini düşürür ve ekonomik ısınmanın önüne geçilmiş olur.

Enflasyonist dönemde politika faizi de artış gösterir. Merkez Bankası faiz oranları artarsa bankaların kredilendirme maliyetleri de artar. Kredilendirme maliyetlerinin artması kredi kullanım oranlarını düşürür ve toplam talebi azaltır. Talebin azalması enflasyonla mücadele açısından oldukça önemlidir.

İlgili İçerikler

26 Ağustos 2024 tarihinde yayınlandı.
Son Güncelleme: 26 Ağustos 2024
Kader Arslan
Kader Arslan
İçerik Yazarı
Yazar Hakkında
1998 doğumlu olan Kader Arslan, Karadeniz Teknik Üniversitesi Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldu. Lisans eğitimi aldığı dönemde eşzamanlı olarak yazarlık ve editörlük alanında çalıştı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisat Anabilim Dalı üzerine yüksek lisans eğitimi almaya devam ediyor. Ekonomi ve Finans dallarında uzmanlığa sahip Aslan, kariyerine akademisyen olarak devam etmektedir.
Detaylı Bilgi